Koronavirüs'ten korunmak için evde kalınan süreçte iletişimin önemini dile getiren, Turgut:
"Evde çıkamama süremizin uzadığı şu günlerde kaygı ve depresyona girme ihtimalimizin de arttığını göz ardı etmememiz gerekir. İlk günler daha kolay geçse de saatler günler geçtikçe eve kapalı olma, çıkamama, temel ihtiyaçlardaki eksiklikleri giderememe durumları yani engellenmişlik duygusu artmaktadır. Bu engellenmişlik, köşeye sıkışmışlık ve çaresizlik duyguları da ilk dönemlerde sinirlilik, gerginlik davranışlarına sebep olmakta ise de süre uzadıkça bu durumun depresyona dönüşmesi kaçınılmazdır.
Bu sebeple evde hiçbir şey yapmadan oturup sadece salgınla ilgili haberleri takip edip, esasen dünyadan bi haber yaşamak ileride salgından daha vahim sonuçları da doğurabilir. Bu nedenle işte tamda bu dönemde evden çıkamıyor olsak da sosyal çevremizle iletişimi asla ihmal etmemeliyiz. Ve yine her ne kadar evden çıkamasak da hayatın normal akışında devam edebilmesi için çabayı elden bırakmamalıyız. Bunda da en önemli faktör iletişim kurduğumuz tek konunun salgın olmaması gerekliğidir. Evde de olsak yarım bıraktığımız konular aynı öneminde devam etmeli, bir çok durum bizim için anlamını yitirmemelidir."dedi.
Dışarıdan izole geçirilen günler için tavsiyelerde bulunan Turgut:
"Engellenme ve çatışmalar ruh sağlığı dengesini bozabilir. Ruhsal dengenin bozulması insanda bir gerginlik ve stres yaratır.
Stresi yaratan istek ya da ihtiyaç doyuruluncaya kadar gerginlik devam eder. Bu durumda kullanılan savunma mekanizmaları gerginliği hafifleterek ruh sağlığı dengesinin korunmasını sağlar.
İnsanın biyolojik bir varlıktan sosyal bir varlığa dönüşmesini sağlayan en önemli unsur da zaten iletişimdir. İnsanlarla anlaşmak, bireyin kendini ifade edip, karşısındaki insanı anlamasını sağlamak, önemsediğini ve önemsenmek istediğini göstermek insan olarak en temel ihtiyaçlarımızdır. Bu dönemde yalnız olmadığımızı bilmek, bizim yaşadığımız duyguları başkalarının yaşadığını da bilmek, kendimizden uzaklaşıp başkalarına destek olmak yani bir işe yaradığımızı hissetmek çok önemli öğelerdir.
Hegel “Beni hayatta bir kişi anladı o da yanlış anladı” derken iletişimde önemli olanın anlamak ve anlaşılmak olduğunu vurgular.
Bununla beraber; İnsanlar, sağlıklı ve kaliteli yaşayabilmek için ruhen dinlenmenin önemli olduğunu bilerek kendisine zaman ayırmalı, günün bir kısmını ilgisini çeken zevk alabildiği, eğlendiği uğraş ve hobilerle geçirmelidir.
Kendi gelişimine yararlı uğraşlar edinen kişi günlük kaygılardan uzaklaşır, zihinsel ve bedensel rahatlama sağlar ve böylece kendi ile barışık bir hayat sürer. Ayrıca hobiler planlama, karar verme, problem çözme gibi bilişsel becerilerin gelişimine de katkı sağlar."dedi