Çok aktif bir hayatınız var Bu kadar işi bir arada nasıl yapabiliyorsunuz?
Zaman yetmiyor desem yeridir. Az uyku çok işi hayatımda prensip edindim. İşlerin her biri benim için ayrı karpuz. O karpuzları düşürmemek için fazla çalışma sergiliyorum. Tiyatro, CHP İl Başkan Yardımcılığı, halk dansları, avukatlık, baro yönetimi ve dahası.. Tabii avukatlık başlı başına zor iş ,müvekkillerinizin sorumluluğunu en iyi şekilde üstlenmek gerekiyor. Bir aileniz var onun sorumluluğu ayrı. Sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik sorumluluğum var. 24 saati yetirmeye çalışıyoruz. 48 saat olsa yine yetmez. Ama bunca işi gerçekleştirirken mutluyum ve çalışmayı seviyorum.
Profesyonellik ve tiyatro oyunculuğu olgularını nasıl değerlendirirsiniz, Profesyonellik sanatı köreltiyor mu?
Bu soru üzerine çalıştığım bir tez konusu diyebilirim. Avukatlık ,doktorluk, öğretmenlik bunlar mesleklerdir. Oyunculuk da bu mesleklerin içindedir. Nasıl diğer mesleklerin hobi kısmı yoksa, oyunculuk içinde düşünemeyiz. Hobi olarak yapmak sadece sizi tatmin ediyorsa o zaman hobidir. Oyunculuğa, sanata ülkemizde değer verilmediği için hobi olarak gözüküyor. Bu ayrımı iyi yapmak gerekiyor. Bazen profesyonellik oyunculuk mesleğini o iş açısından köreltebiliyor. Profesyonelliğin haricinde o işe baş koymak, gönül vermek gerekiyor. Gönlünü koyuyorsa iş değişiyor ben gönlümü koyarım. Bu da insanlar tarafından takdir görüyor. Tiyatro her şeydir. Gönlünüzü koyduğunuzda tiyatroda her şeyi yaparsınız. Bazen dekoru yapmak gerekiyor, bazen sahneyi temizlemeniz gerekebiliyor. Bunları yaparken de aynı zamanda oyunculuk için hazırlanıyorsunuz. Oyunculuk gibi avukatlık için de aynısı düşünebiliriz. İlk önce meslek bilinci oluşturmak gerekiyor. Bütün bilginin sizde olduğuna inanmanız saçma olur. Başka meslektaşından bir şeyler öğrenebilirsin. Bunun için de avukatlığımı da yürütürken gönlümü koyarak ve aşkla yürütüyorum.
Bir kişi ancak zevk alıyorsa o mesleğin içinde kalmalıdır. Sanat da böyle. İçerisinde kaldığı sürece zevk alırsın. Ben tiyatro yapıyorum aynı zamanda dekoru da kostümü de yapıyorum bu şekilde tiyatronun merkezinden kopmuyorum. Avukatlık yapıyorum duruşmalara giriyorum. dilekçe yazıyorum. Bu şekilde hep içerisinde kalıyorum.
Avukatlık aynı zamanda iyi bir savunma sanatıdır. Bu savunma sanatının içinden hiçbir şekilde kopmuyorum. Benim yanımdaki dilekçeyi yazsın ya da ben hazıra konayım ben bunu savunayım demiyorum. Araştırıyorum, çabalıyorum. İşin mutfağında da yer alıyorum. Bence her işte de böyle olmalı.
Çok sayıda özel tiyatro kapandı, maddi anlamda sıkıntı yaşayan oyuncular var bu konuda neler söylersiniz?
Devletin sanata bakış açışı yanlış. Devletin sanata eğlence şeklinde baktığını düşünüyorum. Şu anda devlet tiyatrosu bünyesinde de çok fazla işten çıkarılmış insan var. Sözleşmeli insanların durumu ortada,hükümetinumurunda değil. Sanat onlar için 200, 300’üncü sırada geliyor onlariçin kanal İstanbul dedikleri proje her şeyin ötesinde ama sanat, insanı buluşturan o keşmekeş hayatını bir şekilde köşeye iten, ruhumuzu dinlendiren bir olgu. Böyle bakmadığından dolayı birden fazla tiyatro kapanıyor veya oyuncular hak edilen yerlerde hak edilen şekilde ücretler alamıyor. Aslında sanatı desteklemenin yolu sanatçıyı desteklemekten geçer. Umarım bir gün sanatın ön planda olduğu bir ülkede yaşarız.
Oyuculukta ulaşmak istediğiniz hedefiniz nedir?
İyi bir oyuncu olmak benim mesleğime de yararlı diye düşünüyorum. Avukatlıkla oyunculuğun birbirine örtüştüğünü biliyorum. Bu iki meslek birbirini destekliyor. İyi anlatım kendini iyi anlatma avukatlığa faydalı. Hedefimde insanlara dokunan insanlarda iyi bir izlenim yaratan oyuncu olabilmek. Tabii ki iki kefeyi birlikte yürütmek de hedefim içerisinde.
Dizi, film teklifleri geliyor ama Eskişehir’ deki işim gereği reddetme durumunda kalıyorum. Sadece insanların gönüllerinde iyi izlenimler bırakmak istiyorum. Benim hedefim bu.
Yapmış olduğumuz tiyatronun amacı; iyi işler çıkartıp tiyatronun ulaşmadığı her yere, tüm kesimlere ulaştırmak istiyorum.
Oyunculuk hayatınız boyunca özellikle bu rolü oynamak isterdim dediğiniz bir rol var mı?
Benim tiyatro ile buluşmam ilkokula dayanıyor. Özellikle oynamak istediğim bir rol var diyemem.Büyük rol küçük rol diye de bir algıda olmadım. Bana verilen görevi layığı ile yaptığıma inanıyorum. Onun için bu rolü oynamak istiyorum. diyebileceğim bir rol yok. Shakespeare oyunlarını hep isterim, klasiklerdede hep oynamak isterim. Şu anda oynamak istediğim bir oyunda oynuyorum. Karmakarışık oyununda oynuyorum. Nisan da prömiyerigerçekleşecek. Bakan rolünüoynuyorum. Farklı rollerde yer almak farklı yönümüzü gösteriyor.
Eskişehir’i sanat alanında nasıl değerlendiriyorsunuz?
O kadar güzel bir şehir de yaşıyoruz ki sanatı doyasıyahissettiğimiz bir şehir. Ben Burdurluyum. Eskişehir’de nasıl bir yaşamım olacak diye düşündüğümde bukadarını hayal edemezdim. Sanat dolu bir şehir de yaşıyoruz bunun da mimarı Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’dir.
Şehir tiyatroları 20. Sezonunda bölgede, bölgeyi bırakın Türkiye çok önemli işler yapıyor. Büyükşehir belediyesinin sanata bakışını ayakta alkışlamak gerekiyor. Tüm ülkede bunu görüyor. Odunpazarı’mızın iki salonu var . Alternatif salonlar da yapılıyor. Ancak; ne kadar fazla salon olursa o kadar dolu olur. Bizim belediye başkanlarımızdan isteğimiz bu yönde. Tepebaşı belediyemizin alternatif salonları var ama 400 kişilik sadece Zübeyde Hanım merkezi var. Bizim Ahmet başkandan dileğimiz yeni bir salon kazandırması olacaktır. Kendisi de bunu istiyor.
Türkiye’nin sanatını Eskişehir yönetiyor diyebilirim. Gerek şehir tiyatrolarının kalitesi gerek senfoni orkestrasının kalitesi Tepebaşı belediyesindeki çocuk orkestrası, aldığı ödüller,Odunpazarı belediyesinin halk odaklı sanat faaliyetleri, mahallerde yapılan sanat faaliyetleri sinema faaliyetleri,Türkiye’yi şekillendiriyor. Türkiye’ye örnek olan projeleri Eskişehir üretiyor. Bu sosyal belediyeciliğinde bir gereği. Bakınız hocamızın halk süt halk ekmek projesini Ekrem İmamoğlu’nun örnek alması bunun en güzel örneğidir. Ya da şu anda Eskişehir’deki senfoni orkestrasının Bilecik’te konser vermesi,diğer şehir tiyatrosu oyunlarına turne tekliflerinin gelmesi farklı sanat merkezlerinde oynaması bunun en güzel örneği. Bizim şehir tiyatrolarımız devlet tiyatroları gibi çalışıyor. Onun için boşuna Türkiye’nin sanatını yönetiyor demiyorum.
İdol olarak gördüğünüz oyuncular var mı?
Türk tiyatrosunda örnek aldığım oyuncular var. Haluk Bilginer’in saf pürüzsüz oyunculuğunu doğal oyunculuğunu hayranlıkla izliyorum. Çetin Tekindor, Altan Erekli’nin oyunculuğunu izliyorum. Kendimi nasıl daha doğal anlatabilirim diye düşünüyorum. Şehir tiyatrolarında Hakkı Kuş, Sinan Demirer, Sermet Yeşil’i sıkı bir şekilde takip ediyorum. Bu ağabeylerimizin oyuculuğu bizi besleyen oyunculuklar. Ben çok fazla oyun izlerim. Boş zamanımda değil, oyun izlemek için zaman yaratırım. Buradan atlayıp İstanbul’a gidecek kadar zaman yaratırım . Akşam beşten sonra trenle Ankara’ya gidip oyunu izleyip gece otobüsle dönmeyi göze alıp oyun izlemişliğim vardır.
“12 ÖFKELİ ” adlı oyunumuz ile Kasım ve Aralık aylarında 2500 seyirciye ulaştık. Bu çok önemli bir rakam.SUI GENERIS Tiyatro’yu Eskişehir halkının benimsemesini memnuniyet ile karşılıyorum. Bu grup on yıllık bir tiyatro grubu. Benim girişimlerim ile kuruldu. Aralık ayında peşpeşe 4 oyun oynadık. 450 kişilik salon hınca hınç doluydu. Eskişehir halkına teşekkür ediyorum
Sanata Dair Televizyon programı nasıl gidiyor, geri dönüşler nasıl?
Sanata dair her cumartesi saat 8 de yayınlanıyor. Amacımın biri vefa,diğeri de sanat tabiki. Sanat konuşuyoruz, bu çok önemli.İnsanları bilgilendiriyoruz şu oyunlar var, bakın bu oyunumuzun bu oyuncusu bu, resmin ressamı bu şeklinde. Sanatınbütün dallarını kapsıyoruz. Konuklar ile nostalji yapıyoruz. Konuk aldığım bütün insanlar değerli insanlar, üretken insanlar. Onlara vefa borcumu ödeyeyim istiyorum. Bu hayattan göçüp gittiğimizde hoş bir seda bırakalım istiyorum. Çünkü söz uçar yazı kalır. Programlarda yazı niteliğinde . Konuk aldığım bütün insanların Eskişehir’e ve tüm Türkiye’ye faydası dokunmuş ve çalışkan insanlar. Bu insanlara vefa borcumuzu yaşarken göstermemiz gerekiyor.
Es TV bu programı çok sahiplendi. Başta Özgür Fetih Demirdaş olmak üzere bütün Es TV ailesine çok teşekkür ediyorum.
Hayat amacınız nedir?
Hayat amacım insanlarla gerçekten insanca güzel projeler, güzel birliktelikler yaratmak. Tek hayat amacım bu. Hüseyin Akçar’ın hedefi Yılmaz Büyükerşen gibi değerli hocalarımızın yarattığı bu sahada güzel işler yapmak, insanlara güzel hizmetler vermek .
Hayat amacım insanlara insan gibi dokunarak, birliktelik sağlamak.
Hedefim ise yapılmamış olanı yapmak.
SUI GENERIS TİYATRO on yıllık geçmişe sahip. Eskişehir’in bir tiyatrosu. Benim aşkım, bebeğim dediğim bir yapı. Herkes tırnakları ile bir şeyler yaparak bir proje ortaya çıkıyor bunu rahatlıkla söyleyebilirim. 12 Öfkeli bizim onuncu yıl oyunumuz. 04 Mart 2019 tarihinde prömiyer yaptı. Hakkı kuş yönetmeliğindeki oyun çok güzel seyircilere ulaştı çok fazla turne yaptı. Oyunlar devam edecek. Yeni yılda da dolu dolu çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Oyuncu olmak isteyenlere tavsiyeleriniz neler?
Oyuncu olmak isteyen dostlarımdan aşkla bu işe sarılmalarını beklerim. Oyunculuk ayran gönüllüğü kabul etmez . Zorlu bir süreç. Ben mesela, yatağa yatığımda bile ezberimi tekrarlıyorum. Aslında bu sadece oyunculuk için de geçerli olmamalı. Davalarım için de geçerli. Yaptıkları işe sıkı sıkı sarılırlarsa, işin üstesinde gelirler.
Sizinle söyleşi yapmak çok keyifliydi. Teşekkür ediyorum.
Röportaj: Ufuk Azbay